Teknolojinin her geçen gün gelişmeye devam etmesi ve dijitalleşmenin insan yaşamına daha yoğun bir şekilde nüfuz etmesi yapay zekânın işlevini de artırmaya devam ediyor. Özellikle son yıllarda insan hayatında önemli bir kavram haline gelen ve üzerinde pek çok fikir, tartışma veya soru işareti bulunduran yapay zekâ, geleceği şekillendiren teknolojik unsurlar arasında ön plana çıkıyor.

Yapay zekânın ortaya çıkışıyla robotlar, akıllı cihazlar, makine öğrenimi gibi pek çok kavram da günlük hayatta sıklıkla ifade edilen terimler haline geldi. Durum böyle olunca, yapay zekâ özellikle yeni nesil teknolojik gelişmeleri yakından takip eden kişiler arasında ilgi çekici bir konuma geldi ve büyük merak uyandırdı. Farklı türde ve sayıda birçok iş alanında isminden söz ettirmeye başlayan yapay zekâ, insan gücüyle ve hatta belki de hayvan gücüyle elde edilen pek çok çalışmada alışkanlıkları kökten değiştirmeye aday görünüyor.

Yapay zekâyı daha verimli, işlevli ve etkin kullanabilmek için geleceğe yön vermesi muhtemel bu teknolojiyi yakından tanımakta yarar var. Siz de her geçen gün daha popüler hale gelen yapay zekânın tanımı, işlevi ve kullanım alanları hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız gelin yapay zekâ nedir ve nerelerde kullanılır sorularının yanıtlarını birlikte inceleyelim.

‍

Yapay Zeka Nedir?

Yapay zekâ, insanların doğal zekâsını taklit etme yöntemiyle ve elde ettiği verileri kullananan çalışma prensibi olarak tanımlanıyor. Yapay zekâya sahip olan makineler, bu yöntem ve verilerle kendisini geliştirme ve yenilebilme niteliği taşıyor. Yapay zekânın İngilizce karşılığı “Artificial Intelligence” yani kısaca AI’dir. Sosyal medyada ve dijital konulu içeriklerde sıklıkla karşılaştığınız AI kısaltması da bu anlamda ifade ediliyor.

Yapay zekânın temel işleyişi, makinelerin öğrenme işlevini kullanarak insan zihni gibi düşünmesini ya da onu taklit edebilmesini sağlamaktır. Yapay zekâ böylelikle daha karmaşık sorunlara çözüm aramayı amaçlıyor. Yapay zekâya sahip olmayan makineler, doğal zekâ, mantık ve çözüm becerisi gerektiren sorunlar karşısında belli seviyelerde çözüm üretme niteliğine sahipken yapay zekâ bu eşiğin üzerinde bir çözüm becerisi geliştirmeyi hedefliyor. Bugün yaygın olarak kullanılan dijital asistanlar ya da otonom araçlar, yapay zekâ kullanımına birer örnektir.

İlk olarak 1956 yılında Prof. John McCarthy tarafından kullanılan yapay zekâ terimi, daha sonra gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde somut bir varlığa sahip olmaya başlamış ve günümüzde dijitalleşme alanında büyük etki sahibi olmaya başlamıştır. Halihazırda dijital dönüşümü çalışmaları arasında öncelikli konumda tutan pek çok şirket, yapay zekânın yükselişini göz önünde bulundurarak bu alandaki araştırmalarını ve çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

‍

Yapay Zeka Nerelerde Kullanılır?

Günümüzde yapay zekânın kullanıldığı ve insan hayatına doğrudan etki eden pek çok alan vardır. İşte yapay zekânın kullanım alanları:

• Üretim ve veri analizi: Yapay zekâ, karmaşık ve büyük boyuta sahip verilerin hızlı ve kolay bir şekilde analiz edilerek ortaya anlamlı bilgiler çıkarılmasına yardımcı olur. Bu özelliğiyle büyük şirketlerin ve kurumların işleyişini kolaylaştıran yapay zekâ, farklı niteliklerdeki çok sayıda veriyi işleyerek üretim alanında zaman ve maliyet tasarrufu sağlamaya yardımcı olur. Bununla birlikte üretim süreçlerindeki otomasyon ve verimliliği destekleyen yapay zekâ, kalite kontrol süreçlerinin hızlanmasına ve denetim mekanizmasının daha işlevsel çalışmasına katkı sağlar.
• Sağlık hizmetleri: Birey ve toplum sağlığı için yeni nesil araç ve teknolojilerin sağlık sistemine sağladığı katkıları destekleyen yapay zekâ, teşhis ve tedavi süreçlerinde daha verimli süreçler yürütülmesinde büyük role sahip olabilir. Yapay zekâ destekli algoritmalar, veri analizi niteliği ile yüksek miktardaki sağlık verisinin analizini sağlar ve hastaların gösterdiği semptomlar doğrultusunda erken teşhis ihtimalini artırır. Böylelikle daha doğru bir tedavi planı uygulanmasına katkı sağlanıyor.
• Otomasyon ve kişiselleştime: Yapay zekâ destekli teknolojiler sayesinde tekrarlanan ve rutin niteliği taşıyan faaliyetler otomasyon yoluyla kolaylaştırılabilir. Bu da üretim sürecine makine öğreniminin ve robotların dahil olarak daha hızlı, verimli ve tasarruflu bir süreç oluşmasına katkı sağlar. Bununla birlikte yapay zekâ yalnızca büyük kuruluşların ve üretim organizasyonlarının değil, bireylerin de kullanım deneyimlerini ve davranışlarını tespit ederek onlar için kişiselleştirilmiş ve hızlı bir deneyim sunabiliyor.
• Otomotiv: İnsanlığın en çok kullandığı ihtiyaçlar arasında yer alan otomobillerin üretiminde ve kullanımında da yapay zekânın rolü artmaya devam ediyor. Otonom araçların geliştirilmesi için kullanılan yapay zekâ, yeni nesil konforlu otomobillerin kullanıcılarla buluşturulması için büyük işleve sahip. Otonom araçlar, çevreyi algılayabilen sensörler sayesinde çığır açan bir kullanım deneyimi sunarken yapay zekâ algoritmalarının veri analizi, otomasyon ve kişiselleştirme özelliklerinden yararlanarak kullanıcı deneyimi doğrultusunda hareket ediyor.
• Doğal dil işleme: Yapay zekâ destekli algoritmalar, insan dilini anlamlandırma ve işleme niteliğine sahip. Bu özelliğiyle metin tabanlı verilerin analizini sağlayan yapay zeka uygulamaları; insanlarla dil yoluyla etkileşim kurmak ya da metin ve ses tabanlı içeriklerin çevirilerini yapmak gibi özelliklere sahip olabiliyor.
• Siber güvenlik: Dijitalleşmenin bu kadar yoğun bir alana sahip olduğu bir dönemde siber güvenliği destekleyici niteliklere sahip olan yapay zekâ, büyük kuruluşların ve şirketlerin verilerinin korunması için dışarıdan gelebilecek tehditlerin önüne geçiyor. Böylelikle siber suçların sıklığı ve karmaşıklığı artış gösterse dahi büyük miktarlardaki önemli verilerin korunması kolaylaşıyor. Yapay zekâ destekli makineler, sistemlerdeki güvenlik açıklarını proaktif bir biçimde tespit ederek muhtemel risklere karşı önlemleri erkenden alıyor. Bununla birlikte yapay zekâ, siber güvenlik sistemlerinin gelişiminde de başlı başına kullanılan teknolojilerden biri. Davranış analizi yöntemi ile kullanıcıların sisteme erişimini belirli bir model üzerinden tanımlayan yapay zekâ, anormal bir etkileşim anında duruma müdahale edebiliyor.
• E-ticaret ve sosyal medya: Dijital pazarlama sektöründe büyük işleve sahip olan yapay zekâ, e-ticaret sitelerinin müşteriler için kişiselleştirilmiş bir deneyim sunması için yardımcı oluyor. Böylelikle siteyi ziyaret eden kullanıcılar, kendi deneyim ve ilgi alanlarına göre sunulan içeriklerle karşılaşıyorlar. Bununla birlikte sosyal medya verilerini analiz eden yapay zekâ, sosyal medya üzerinden oluşturulan reklamların ve önerilen içeriklerin doğru hedeflemeyle sunulmasını kolaylaştırıyor. Böylelikle düşük reklam maliyetleri ile verimli bir tanıtım faaliyeti sürdürülebiliyor.
• Müşteri deneyimi gelişimi: Yapay zekâ destekli teknolojiler, şirketler için gelişmiş bir müşteri deneyimi hizmeti sunulmasını kolaylaştırıyor. Yapay zekâ tarafından analiz edilen müşteri sorguları, önerileri, talepleri ve şikâyetleri, veri analizi yöntemiyle derlenirken işletme sahipleri için daha net ve derli toplu sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırıyor. Bu noktada doğal dil işleme teknolojisinden de yararlanan yapay zekâ teknolojisi, müşteriler için kişiselleştirilmiş bir canlı destek deneyimi sunarken bu etkileşim sırasında kısa sürede etkili çözüm üretmeyi kolaylaştırıyor. Böylelikle firmalar için müşteri hizmetleri maliyetleri de azaltılmış oluyor. Şirketlerin daha etkili, çözüm odaklı ve düşük maliyetli müşteri ilişkileri kurmak adına yapay zekâ teknolojilerine yönelik ihtiyaçları artmaya devam ediyor.

Siz de işletmeniz için en verimli müşteri deneyimi hizmetlerini sunmak için yapay zekâ destekli çözümlerden yararlanmak için Komtaş hizmetlerini kullanabilirsiniz. Tüm verilerin analizi ve yönetimi doğrultusunda iyileştirmeler yaparak müşterilerinizle ilişkilerinizi güçlendirmek konusunda deneyimli ve güçlü bir çözüm ortağı için hemen Komtaş ile iletişime geçebilirsiniz.

‍