Yazılım geliştirme dünyasında karmaşık iş mantığını etkin bir şekilde modellemenin yollarını arıyorsanız, Alan Odaklı Tasarım (Domain Driven Design - DDD) yaklaşımını keşfetmenin tam zamanı. Sadece bir programlama tekniği değil, aynı zamanda yazılım projelerinin karmaşık iş dünyasının gerçeklerini doğru şekilde yansıtmasını sağlayan bütüncül bir düşünce sistemidir. Bu yaklaşım, teknik uzmanlarla alan uzmanları arasında ortak bir dil kurarak projelerin başarı şansını önemli ölçüde artırır.
Domain Driven Design, yazılım geliştirme sürecini iş alanını merkeze alarak yeniden düşünmemizi sağlar. Yazılımın teknik detaylarından önce çözmeye çalıştığımız iş problemini derinlemesine anlamaya odaklanır ve bu anlayışı yazılım tasarımının merkezine yerleştirir. Bu yaklaşım, özellikle bankacılık, sigorta, lojistik gibi karmaşık iş kurallarına sahip alanlarda geliştirilen yazılımlar için büyük değer taşır.
Domain Driven Design kavramı, Eric Evans'ın 2003 yılında yayımladığı "Domain-Driven Design: Tackling Complexity in the Heart of Software" adlı kitabıyla yazılım dünyasına kazandırıldı. Evans, yıllar süren danışmanlık deneyimlerinden yola çıkarak karmaşık yazılım projelerindeki zorlukların çoğunun teknik problemlerden değil iş alanını anlama ve modelleme eksikliğinden kaynaklandığını fark etti.
Evans'ın ortaya koyduğu bu yaklaşım, zamanla Martin Fowler, Vaughn Vernon ve Greg Young gibi yazılım dünyasının önde gelen isimlerinin katkılarıyla gelişti. Özellikle 2010'lu yıllarda mikroservis mimarisinin popülerlik kazanmasıyla DDD prensipleri daha geniş bir uygulama alanı buldu. 2017 yılında Spotify'ın DDD prensiplerine dayalı bir mimari geçişi başarıyla gerçekleştirdiğini açıklaması, bu yaklaşımın büyük ölçekli sistemlerde de etkin olabileceğini gösterdi.
ThoughtWorks'ün 2023 Technology Radar raporuna göre, DDD prensipleri artık olgunluk evresinde ve endüstri standardı haline gelmiş durumda. Bu rapor, organizasyonların %67'sinin karmaşık yazılım projelerinde DDD prensiplerine başvurduğunu gösteriyor.
Domain Driven Design, iş alanını doğru şekilde yazılıma aktarmak için bir dizi temel bileşen ve kavram kullanır:
Ortak Dil (Ubiquitous Language): DDD'nin belki de en önemli kavramı, teknik ekip ile alan uzmanları arasında ortak bir dilin oluşturulmasıdır. Bu dil, hem günlük konuşmalarda hem de kod içinde tutarlı şekilde kullanılır. Örneğin, bir bankacılık sisteminde "hesap", "işlem", "bakiye" gibi terimlerin herkes için aynı anlama gelmesi sağlanır.
Sınırlı Bağlam (Bounded Context): Büyük ve karmaşık sistemlerde, farklı iş alanlarının kendi özerk modellerini tanımlamasına olanak tanıyan bir sınırlama mekanizmasıdır. Bir e-ticaret sisteminde "ürün" kavramı, envanter yönetimi bağlamında stok birimi olarak ele alınırken, pazarlama bağlamında tanıtım materyali olarak ele alınabilir.
Varlıklar (Entities): Benzersiz kimliğe sahip olan ve zaman içinde değişebilen nesnelerdir. Bir müşteri veya sipariş gibi kavramlar genellikle varlık olarak modellenir.
Değer Nesneleri (Value Objects): Kimliği olmayan, değeriyle tanımlanan değişmez nesnelerdir. Para birimi, adres veya koordinat gibi kavramlar değer nesnesi olarak modellenir.
Agregalar (Aggregates): Bir kök varlık etrafında organize edilen ve tutarlılık sınırları oluşturan nesne kümeleridir. Örneğin, bir sipariş ve ona ait sipariş kalemleri bir agregayı oluşturabilir.
Etki Alanı Servisleri (Domain Services): Doğal olarak bir varlığa veya değer nesnesine ait olmayan işlemleri gerçekleştiren servislerdir. Örneğin, farklı para birimlerindeki iki hesap arasında transfer işlemi bir domain servisi olabilir.
Depolar (Repositories): Agregaların kalıcı depolamaya erişimini sağlayan soyutlamalardır. Aggregate'lerin veritabanına nasıl kaydedileceği ve oradan nasıl alınacağı ile ilgili detayları gizlerler.
Fabrikalar (Factories): Karmaşık nesnelerin ve agregatların oluşturulmasını kolaylaştıran yapılardır.
Olaylar (Domain Events): Domain içinde gerçekleşen ve diğer bileşenlerin tepki vermesi gereken olayları temsil ederler. "SiparişOluşturuldu" veya "ÖdemeAlındı" gibi olaylar sistem içinde farklı bağlamlarda farklı işlemleri tetikleyebilir.
Domain Driven Design'ı bir projede uygulamak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:
Alan Keşfi (Domain Discovery): İş alanını derinlemesine anlamak için alan uzmanlarıyla görüşmeler yapın. Bu aşamada amaç, problemin doğasını, iş kurallarını ve terminolojiyi kavramaktır. Olay Fırtınası (Event Storming) gibi teknikler kullanarak iş süreçlerini görselleştirebilirsiniz.
Ortak Dilin Oluşturulması: Alan keşfi sırasında toplanan bilgilerden yola çıkarak, teknik ekip ve alan uzmanları arasında tutarlı bir terminoloji oluşturun. Bu terminoloji hem konuşmalarda hem de dokümantasyonda kullanılmalı ve zamanla kodun içine yansıtılmalıdır.
Sınırlı Bağlamların Belirlenmesi: Büyük sistemleri yönetilebilir parçalara bölmek için sınırlı bağlamlar belirleyin. Her sınırlı bağlam, kendi modelini ve dilini barındırabilir. Bu bağlamlar arasındaki ilişkileri ve entegrasyon noktalarını tanımlayın.
Stratejik Tasarım Haritasının Oluşturulması: Sınırlı bağlamlar arasındaki ilişkileri gösteren bir Bağlam Haritası (Context Map) oluşturun. Bu harita, bağlamlar arasındaki entegrasyon desenlerini ve ekipler arasındaki işbirliği modellerini gösterir.
Taktik Tasarım Modellerinin Geliştirilmesi: Her sınırlı bağlam içinde, iş ihtiyaçlarını karşılayacak varlıklar, değer nesneleri, agregalar ve servisler tasarlayın. Bu modeller, ortak dili yansıtmalı ve iş kurallarını doğru şekilde uygulamalıdır.
Altyapı Katmanının Tasarlanması: Domain modellerini kalıcı depolama, mesajlaşma ve diğer altyapı hizmetleriyle entegre etmek için uygun soyutlamalar tasarlayın. Burada amaç, domain modelini teknik detaylardan izole etmektir.
Refactoring ve Model Geliştirme: İş bilgisi derinleştikçe ve gereksinimler evrildikte, modeli sürekli olarak iyileştirin. DDD, modelinizin zaman içinde olgunlaşmasını ve değişen iş ihtiyaçlarına uyum sağlamasını teşvik eder.
Avantajlar:
Zorluklar:
DDD yaklaşımında sıklıkla kullanılan bazı tasarım desenleri şunlardır:
Repository Pattern: Veri erişim kodunu domain modelinden ayırarak, veritabanı veya diğer veri kaynaklarıyla etkileşimi soyutlar. Bu sayede domain modeli, veri kalıcılığı detaylarından izole edilir.
Factory Pattern: Karmaşık agregatların oluşturulmasını kolaylaştırır, böylece nesne oluşturma mantığı domain modelinden ayrılır.
Specification Pattern: Domain kurallarının ve sorgu kriterlerinin nesne odaklı bir şekilde ifade edilmesini sağlar. Bu desen, özellikle filtreleme ve doğrulama işlemleri için kullanışlıdır.
Aggregate Pattern: İlişkili varlıkları ve değer nesnelerini tutarlı bir birim olarak gruplandırır. Her agregatın bir kök varlığı vardır ve dış dünya ile etkileşim yalnızca bu kök üzerinden gerçekleşir.
Event Sourcing Pattern: Bir varlığın durumundaki değişiklikleri, bir dizi olay olarak kaydeder. Bu, zamanla sistemin durumunun tam bir günlüğünü sağlar ve geri alma veya denetim gibi özellikleri kolaylaştırır.
CQRS (Command Query Responsibility Segregation): Okuma ve yazma işlemlerinin ayrılmasını önerir. Bu desen, özellikle yüksek ölçeklenebilirlik gerektiren sistemlerde faydalıdır.
Saga Pattern: Dağıtık sistemlerde uzun süreli, çok adımlı işlemleri koordine etmek için kullanılır. Her adım bir domain olayı üretir ve bu olaylar işlemin bir sonraki adımını tetikler.
Bu desenlerin her biri, DDD prensiplerine uygun bir şekilde kodun organizasyonunu ve işlevselliğini yapılandırmaya yardımcı olur, ancak her projenin ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır.
Domain Driven Design ve mikroservis mimarisi, modern yazılım geliştirme dünyasında sıklıkla birlikte anılan iki yaklaşımdır. Bu iki yaklaşım arasında doğal bir sinerji vardır, çünkü her ikisi de karmaşık sistemleri daha yönetilebilir parçalara bölmeyi amaçlar.
Servis Sınırlarının Belirlenmesi: DDD'deki sınırlı bağlam kavramı, mikroservis sınırlarını belirlemeye doğal bir rehber sağlar. Her mikroservis, ideal olarak tek bir sınırlı bağlamı veya yakından ilişkili birkaç bağlamı kapsar.
Özerklik ve Bağımsızlık: DDD'nin savunduğu modülerlik ve bağlam izolasyonu, mikroservislerin özerk ve bağımsız doğasıyla mükemmel bir şekilde örtüşür.
Veri Yönetimi: DDD'nin aggregate kavramı, mikroservislerde veri tutarlılığı ve transaction yönetimi için bir çerçeve sunar. Her mikroservis, kendi agregatlarının sorumluluğunu üstlenir.
Olaya Dayalı İletişim: DDD'nin domain olayları kavramı, mikroservislerin gevşek bağlı bir şekilde iletişim kurmasına imkan tanır. Bir mikroservis tarafından yayınlanan olaylar, diğer mikroservislerin tepki vermesini sağlar.
Netflix, bu iki yaklaşımı bir arada kullanarak 2018'de 700'den fazla mikroservise sahip bir mimari oluşturdu. DDD prensiplerini kullanarak servis sınırlarını belirleyen şirket, her servisi bir iş kabiliyeti (business capability) etrafında organize etti.
Sonuç olarak, DDD, mikroservis mimarisini uygulamak isteyen organizasyonlar için değerli bir düşünce aracı sunar. Bu iki yaklaşımın birleşimi, hem teknik hem de iş perspektifinden sağlam bir sistem tasarlamaya yardımcı olur.
Alan Odaklı Tasarım (Domain Driven Design), yazılım geliştirme dünyasının en değerli yaklaşımlarından biridir ve karmaşık iş mantığını etkili bir şekilde modellemek için güçlü bir çerçeve sunar. İş alanını merkeze alan bu yaklaşım, teknik ekipler ile alan uzmanları arasında güçlü bir köprü kurarak, gerçek dünya problemlerini daha iyi adresleyen yazılımlar geliştirilmesini sağlar.
Organizasyonunuzda karmaşık yazılım projeleriyle uğraşıyorsanız, DDD prensiplerine göre bir ön çalışma yaparak projelerinizin başarı şansını artırabilirsiniz. Unutmayın, yazılım geliştirme sadece kod yazmakla ilgili değil aynı zamanda doğru problemi çözmekle ilgilidir. Domain Driven Design, tam da bu noktada devreye girerek teknik çözümlerin gerçek iş ihtiyaçlarıyla uyumlu olmasını sağlar.
Tongyi Qianwen, Çin’in en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Alibaba tarafından geliştirilen yapay zeka destekli dil modelidir. GPT (Generative Pre-trained Transformer) gibi büyük dil modellerinden ilham alarak oluşturulan Tongyi Qianwen, özellikle Çince dilinde güçlü bir dil işleme ve metin üretimi kapasitesine sahiptir.
OpenAI Sora, yapay zeka destekli bir video oluşturma aracıdır. Bu teknoloji, kullanıcıların metin girdilerini alarak kısa sürede profesyonel ve etkileyici videolar üretmesini sağlar.
İleri analitik (Advanced Analytics), organizasyonların stratejik karar alma süreçlerini iyileştirmek için büyük veri ve gelişmiş teknolojiler kullanarak derinlemesine öngörüler elde etmeyi amaçlayan bir veri analiz yöntemidir.
We work with leading companies in the field of Turkey by developing more than 200 successful projects with more than 120 leading companies in the sector.
Take your place among our successful business partners.
Fill out the form so that our solution consultants can reach you as quickly as possible.